Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

22 Temmuz 2014 Salı

BABAYLA VEDALAŞMAK

Parmağımın ucunda…

O yaşsız göz…Sözcüksüz dudaklar… İçe atılan dile gelmeyen duyguların, henüz doyulamayan bir kucaklamanın, sonsuz karanlığın derinliğinde nefessiz kalan bir sevgiliye dokunamayışın… O nefessizliğin nefese dönüşmesinin bir yolu olmalıydı…

Çamur önce avuç içleriyle yoğruldu,sonra parmaklar dokundu kaybedilene dokunur gibi. Yüklendi tüm duyguları parmak uçları .  Bir beden yapıldı göğe uzanan… Sonsuzluğun derinliğinden gökyüzüne uzanan bir gövde gibi…

Eller buluştu tekrar çamurla… Minik dokunuşlarla şekillendi o sonsuz uykunun yatağı. Özenle yerleştirildi beden sonsuz uykunun yatağına… İki kol uzandı yumuşak yatağından gökyüzünü kucaklarcasına… Artık nefessiz değildi…

O minicik yüreğe sığmayan, gözünden akamayan, dudağından dökülemeyen sevgi parmak uçlarında şekil buldu. Dal dal yaprak yaprak çiçeğe dönüştü. Artık nefes alan gövdenin yattığı sonsuzluk yatağı içinden dışına kocaman çiçekler sarmaladı… Kuru bir yaprak örttü en son sonsuz uyku yatağında yatan babanın ayaklarına… Üşümüyor artık. Mezarın üstü ise açık bırakıldı rüzgarların esintisine, gökyüzünün rengine…

Bütün kelimeleri, gözyaşını yüklenen parmak uçları… Akıttı gözyaşını, açtı kilitli dudakları sessiz dokunuşlarla işledi toprağı, dönüştürdü içindeki her şeyi… Kalbinde bir yangın sonrasının hüznünü, bir yağmur serinliğinin ferahlığını hissetti o mübarek eller… Bir karanlık yangında kaybedilen nefessiz kalmış bir babanın nefesi olan öpülesi o mübarek eller… İki avucunun arasında sundu armağanını…

21 Temmuz 2014-İzmir

Sevgi Koşaner

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder